Despina Vandi İstanbul'da konser verecek

Ege’nin karşı kıyılarının en sevilen seslerinden Despina Vandi, İstanbul’daki ilk solo konserini 17 Eylül’de 7. Uluslararası Klarnet Festivali kapsamında Harbiye Açıkhava sahnesinde verecek.

Despina Vandi İstanbul'da konser verecek
Akşam Gazetesi'nden Mehmet Emin Demirezen'in röportajı...

Başarılarla dolu kariyerinizde 30. yıla doğru yaklaşırken nasıl hissediyorsunuz?


Çok mutluyum, çok uzun yıllar emek verdim. İşimi hep çok sevdim ve çok özen gösterdim. Bunun böyle bir karşılık bulması beni tabii ki çok gururlandırıyor. Ama bu iş güzelliklerin yanı sıra zorlukları da barındırıyor. Çok mücadele etmem gereken zamanlar da oldu. Ama işinizi çok sevince her zaman güzel tarafları akılda kalıyor.

Biraz geçmişe dönecek olursak… Nasıl başladı yolculuğunuz?

Aslında aileden geliyor… Evde müzik hiç eksik olmazdı. Ailede neredeyse herkesin sesi çok güzel… Ben de başta hobi olarak şarkı söylüyordum ama 1994 yılında müzik camiasında adım atmamla daha profesyonel bir bakış açısı geliştirdim. Aslında başta sahneye de sektöre de epey yabancıydım.

Sahneye ilk çıktığınız anı hatırlıyor musunuz?

Tabii ki hatırlıyorum! Henüz daha Selanik’te üniversitede öğrenciydim. İçimde büyük bir merak vardı. Büyülenmiştim ama inceden bir korku, gerginlik de hissediyordum. Korkularımı, endişelerimi yenmek için çok uzun yıllar emek verdim. Yine de bugün bile sahneye adım atarken bir stres, heyecan yaşarım. Ama iyi ki bu işi yapıyorum. Dinleyicilerle kurduğum bağı hiçbir şeye değişmem.

SÜRPRİZLERİM OLABİLİR

Gia şarkınız hala hafızalarda… Albüm yayınlandığında çok yüksek satış rakamlarına ulaştınız ve şarkı da haftalarca zirvede kaldı… Sizce bu başarının sırrı ne?


Sanırım bu denizin büyüsü… Biz Ege ve Akdenizlilerde duygu yoğunluğu çok yüksek oluyor ve bu da insanları etkiliyor. Sözleri anlamasanız dahi daha ilk notalarda sizi yakalayan, kalbinize dokunan bir büyüsü vardır Akdeniz, Ege müziğinin. Sizi alır ve sihirli, duygu dolu bir yolculuğa çıkarır.

Birçok şarkınız Türk sanatçılar tarafından yorumlandı. Burada da geniş bir hayran kitleniz var. İstanbul’daki ilk solo konseriniz öncesinde duygularınızı bizimle paylaşır mısınız? 

Şarkılarımın Türkiye’deki versiyonlarını çok başarılı buluyorum. Sevgili Ziynet Sali ile aynı sahnede de buluşmuştuk bir defasında. Geçtiğimiz aylarda Bursa’da Türkiye’deki ilk solo konserimi verdim. Şimdi sırada İstanbul var, konseri iple çekiyorum. Harika bir akşam olmasını umuyorum. En sevilen şarkılarımın yanı sıra Türk sanatçılardan aşina olduğunuz şarkıları da seslendireceğim. Sürprizlerim de olabilir!

Türkiye ve Yunanistan komşu iki ülke. Müzikal anlamda da benzerlikler, ortaklıklar var…

Kesinlikle öyle. Birbirini besleyen iki kültür söz konusu her şeyden önce. Türk müziğini çok seviyorum. Beni her zaman çok duygulandırıyor. Az önce de söylediğim gibi çok sayıda Türk sanatçı dostum da var.

ÇOCUKLUK HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRDİM

Mamma Mia’yı da atlamayalım. Sizin için nasıl bir deneyim?


İnanılmaz keyif aldığım bir proje! Aynı zamanda da çok zor! Çünkü sahnede hem şarkı söylemem hem de oyunculuk becerimi sergilemem gerekiyor. Ünlü romantik komedide Meryl Streep’in canlandırdığı Dona karakterini oynuyorum. Tabii bunun için çok çalışıyorum. Ama böylesine güzel bir işin parçası olduğum için çok mutluyum. Bir çocukluk hayalim gerçekleşti diyebilirim.

Aynı zamanda Voice of Greece, Rising Star Greece gibi televizyon programlarında da yer aldınız. Kendi birikimlerinizi, fikirlerinizi onlarla paylaştınız. Yolun başındaki genç şarkıcılara ne önerirsiniz?

Yıllar boyunca emek verdiğim bir alanda deneyimlerimi paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Müzik ve sahne dünyasına yeni adım atacak gençlere söyleyebileceğim en önemli şey şu: Önemli olan bir hit yapmak değil, müzik yoluyla insanlarla derin bir ilişki kurabilmek. Zaten bunu yaptığınızda başarı da beraberinde geliyor.

ÇALIŞAN BİR ANNE OLMAK KOLAY DEĞİL!

Yanlış anımsamıyorsam kliplerinizden birini İstanbul’da çekmiştiniz, değil mi?


Evet! Benim için klibin, şarkının özüyle uyumlu olması çok önemli. Yani şarkının anlattığı duyguya uygun bir atmosfer yaratabilmek… “An Sou Leipo” şarkımın klibini hayal ederken gözümün önüne hep İstanbul geldi.

Peki, böyle yoğun bir tempoda kendinize ve ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?

Çocuklarım küçükken elbette çok daha zordu. Çalışan bir anne olmak, özellikle de bizim mesleğimizde hiç de kolay değil. Stiliniz hayranlarınız tarafından da çok beğeniliyor ve takip ediliyor...

Küçük yaştan beri modaya, bir şeyler tasarlamaya çok meraklıyım. Televizyon programlarından sonra ya da konserlerde bana kıyafetlerimle ilgili çok soru soruluyordu. Ben de zevkimi, hoşuma gidenleri merak eden kadınlarla paylaşmak üzere kendi internet sitemi kurdum ve orada kendi kreasyonumu paylaşıyorum. Çok keyif alıyorum. Hatta zaman zaman İstanbul’a kumaş seçmeye geliyorum!
Konular Röportaj