Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
Nazan Kesal: "Yoksulluk insanları hasta ediyor"
Şimdi herkesin dilinde, ‘Fazilet Hanım ve Kızları’ dizisinde "Fazilet" rolündeki Nazan Kesal var. Kimileri Fazilet için “Çok para göz” derken, kimileri de “Kadın haklı, artık parasız bir şey olmuyor” diyerek hak veriyor...
Sözcü'den Yüksel Şengül'ün röportajı...
– Önce diziyi ardından da Fazilet Hanım'ı konuşalım…
Avşar Yapım imzalı bu işin senaryosu Sırma Yanık'a ait. Yönetmenimiz ise Murat Saraçoğlu. Ben şanslı bir oyuncuyum çünkü Sırma Yanık, Fazilet rolünü beni hayal ederek yazmış. Fazilet beni şaşırtan bir rol olduğundan ne yapacağını kestiremiyorum. İki kızını ev işçiliği yaparak tek başına büyütmesine rağmen hayata küsmemiş, hırslı bir kadın.
– Bu karakterle ilgili nasıl bir ön hazırlık yaptınız?
Fazilet'in yoksullukla mücadelesi daha önce de canlandırdığım bir durum. Çünkü ‘Toz Bezi' adlı filmde ev işçisi rolüne çalışmıştım. Yoksulluğun dilini biliyorum.
– Ülkemizde Fazilet gibi kadınların sayısı çok mu?
Maalesef evet. Yoksul insan öncelikle parası olsun ve karnı doysun ister. Yoksulluk insanları hasta ediyor. Bu, kapitalizmin insanla imtihanı. Bu yolun sonunda kaybeden insanlık oldu. Parası olmayanın insandan sayılmadığı zamanlarda yaşıyoruz artık. Para yaşamak için gerekli ama ne yazık ki bu sistem paraya tapmamızı istiyor.
"İkimiz de mücadeleci kadınız"
– Hayatta hiç Fazilet Hanım gibi maddiyata dayalı istekleriniz oldu mu?
1960'ların İstanbul'unda, Boğaz'da yaşamak isterdim ama yalıda değil. İhtişamdan ziyade basit yaşama özlemim var. Fazilet'in mücadele ettiği şey zengin olmak, ben de ömrümce iyi oyuncu olmak için mücadele ettim. Hedeflerimiz farklı olsa da ikimiz de mücadeleci kadınlarız.
– Fazilet Hanım'ın kızları Ece (Afra Saraçoğlu) ve Hazan (Deniz Baysal)'la ilgili neler söylersiniz?
“Biz artık bir aile olduk” diyebilirim. Deniz'le ‘Kayıp Şehir' dizisinde çalışmıştım. Ekrana çok yakışıyor, disiplinlidir ve oyunculuğu ciddiye alır. Rolünü başarıyla oynuyor. Afra ile bu dizinin seçmelerinde tanıştım. İlk dizisi olmasına rağmen çabuk adapte oldu. Hafta sonları Mammart Tiyatro'da verdiğim oyunculuk derslerine katılıyor. Geleceği parlak olan bir oyuncu adayı. Kısacası kızlarımı seviyorum, ikisine de bakmaya doyamıyorum.
– Gerçek hayatta Poyraz'ın annesisiniz. Oğlunuz hakkında neler söyleyeceksiniz?
Poyraz birkaç sene öncesine kadar bana çok düşkündü. Şimdi 11 yaşında ve delikanlı olma yolunda. Bizden daha çok arkadaşları ve basketbol var hayatında. Rüyasında bile basket sayıklıyor. Erkek annesi olmak daha zor diye düşünüyorum. Bir de kızım olmasını çok isterdim. Dizideki iki kızımla, kız annesi olma hayalimi az da olsa yaşıyorum diyebilirim.
"Yemek yapmak bana keyif veriyor"
– Elinizin çok lezzetli olduğunu duyduk…
Yemek yapmak bana keyif veriyor. Ancak evde olmasam da yardımcı ablamıza telefon ederek baharatına kadar tarifi veririm. Bu telefon konuşmalarımın çoğu, yemek tarifi, Poyraz'ın karşılanma saati ve ödevleri hakkında olur.
– Şu sıra hangi tiyatro oyununda rol alıyorsunuz?
Moda Sahnesi'nde, Kemal Aydoğan'ın yönettiği ‘Torun İstiyorum' adlı oyunda rol alıyorum.
– Önce diziyi ardından da Fazilet Hanım'ı konuşalım…
Avşar Yapım imzalı bu işin senaryosu Sırma Yanık'a ait. Yönetmenimiz ise Murat Saraçoğlu. Ben şanslı bir oyuncuyum çünkü Sırma Yanık, Fazilet rolünü beni hayal ederek yazmış. Fazilet beni şaşırtan bir rol olduğundan ne yapacağını kestiremiyorum. İki kızını ev işçiliği yaparak tek başına büyütmesine rağmen hayata küsmemiş, hırslı bir kadın.
– Bu karakterle ilgili nasıl bir ön hazırlık yaptınız?
Fazilet'in yoksullukla mücadelesi daha önce de canlandırdığım bir durum. Çünkü ‘Toz Bezi' adlı filmde ev işçisi rolüne çalışmıştım. Yoksulluğun dilini biliyorum.
– Ülkemizde Fazilet gibi kadınların sayısı çok mu?
Maalesef evet. Yoksul insan öncelikle parası olsun ve karnı doysun ister. Yoksulluk insanları hasta ediyor. Bu, kapitalizmin insanla imtihanı. Bu yolun sonunda kaybeden insanlık oldu. Parası olmayanın insandan sayılmadığı zamanlarda yaşıyoruz artık. Para yaşamak için gerekli ama ne yazık ki bu sistem paraya tapmamızı istiyor.
"İkimiz de mücadeleci kadınız"
– Hayatta hiç Fazilet Hanım gibi maddiyata dayalı istekleriniz oldu mu?
1960'ların İstanbul'unda, Boğaz'da yaşamak isterdim ama yalıda değil. İhtişamdan ziyade basit yaşama özlemim var. Fazilet'in mücadele ettiği şey zengin olmak, ben de ömrümce iyi oyuncu olmak için mücadele ettim. Hedeflerimiz farklı olsa da ikimiz de mücadeleci kadınlarız.
– Fazilet Hanım'ın kızları Ece (Afra Saraçoğlu) ve Hazan (Deniz Baysal)'la ilgili neler söylersiniz?
“Biz artık bir aile olduk” diyebilirim. Deniz'le ‘Kayıp Şehir' dizisinde çalışmıştım. Ekrana çok yakışıyor, disiplinlidir ve oyunculuğu ciddiye alır. Rolünü başarıyla oynuyor. Afra ile bu dizinin seçmelerinde tanıştım. İlk dizisi olmasına rağmen çabuk adapte oldu. Hafta sonları Mammart Tiyatro'da verdiğim oyunculuk derslerine katılıyor. Geleceği parlak olan bir oyuncu adayı. Kısacası kızlarımı seviyorum, ikisine de bakmaya doyamıyorum.
– Gerçek hayatta Poyraz'ın annesisiniz. Oğlunuz hakkında neler söyleyeceksiniz?
Poyraz birkaç sene öncesine kadar bana çok düşkündü. Şimdi 11 yaşında ve delikanlı olma yolunda. Bizden daha çok arkadaşları ve basketbol var hayatında. Rüyasında bile basket sayıklıyor. Erkek annesi olmak daha zor diye düşünüyorum. Bir de kızım olmasını çok isterdim. Dizideki iki kızımla, kız annesi olma hayalimi az da olsa yaşıyorum diyebilirim.
"Yemek yapmak bana keyif veriyor"
– Elinizin çok lezzetli olduğunu duyduk…
Yemek yapmak bana keyif veriyor. Ancak evde olmasam da yardımcı ablamıza telefon ederek baharatına kadar tarifi veririm. Bu telefon konuşmalarımın çoğu, yemek tarifi, Poyraz'ın karşılanma saati ve ödevleri hakkında olur.
– Şu sıra hangi tiyatro oyununda rol alıyorsunuz?
Moda Sahnesi'nde, Kemal Aydoğan'ın yönettiği ‘Torun İstiyorum' adlı oyunda rol alıyorum.