RTÜK üyesi Fatih Portakal'ı savundu

RTÜK'ün Fox TV’ye verdiği ağır ceza halen tartışılıyor...

RTÜK üyesi Fatih Portakal'ı savundu
ODATV'nin haberine göre Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) Fatih Portakal’ın “Hadi bakalım barışçıl bir eylem için zamları protesto edelim. Kaç kişi çıkacak sokağa korkudan, endişeden?” sözleri nedeniyle Fox TV’ye verdiği ağır ceza halen tartışılıyor.

Karara karşı muhalefet şerhi yazan RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı, Portakal’ın sunduğu haberde “halkı haklı ve yasal talepleri için sokağa çağırmak bir yana, ki bu bir suç değildir, tam tersine ‘çıkmayın, çıkarsanız başınıza bunlar gelir’ şeklinde bir uyarı” olduğunu belirtti.

Taşcı, “Ankara’da İnsan Hakları Anıtı’nın bile bir yıl boyunca abluka altında tutulduğu bir ortamda, insanların haklı istemleri için eylem yapmaktan çekineceğine vurgu yapılması, toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmekten ziyade ülkede yaşanan gerçeklikten haberdar etmek anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

“TOPLUMSAL MUHALEFETİN YILDIRILMAYA ÇALIŞILDIĞINI İFADE ETMİŞTİR”

Portakal’ın Fransa’daki “sarı yelekliler” eylemine ilişkin haberin ardından yaptığı yorum nedeniyle Fox TV’ye 3 yayın durdurma cezası ve 1 milyon 76 bin 337 TL idari para cezası kesilmişti.

Ağır ceza kararına, RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı karşı oy yazısı ekledi.

Yetkili makamların, zorunlu olmadıkça, ifadenin açıklanmasını yayılmasını yasaklamaması gerektiğini ifade eden Taşcı; “Sunucu, barışçıl protesto yapmanın şu an ülkemizde mümkün olamayacağını, barışçıl bir protesto yapmak için sokağa çıkanların ciddi bir engelleme ile karşı karşıya kalacağını, bu tür protesto hakkını kullanabilecek insanların korku ve endişe duyduğunu (kötü muamele, dayak yeme, gözaltı ve başım derde girer endişeleri); ayrıca bireysel ve toplumsal muhalefetin baskı altına alınmaya ve yıldırılmaya çalışıldığını ifade etmiştir” dedi.

“BU BİR SUÇ DEĞİLDİR”

Taşcı, “Portakal bu yorumunu, şüphesiz ülkemizde son 5-6 yılda gerçekleşen barışçıl protesto eylemlerine yapılan müdahaleleri göz önünde bulundurarak oluşturmuştur. Bu bakımdan ifadenin bir değer yargısı içerse dahi yeterli bir altyapısının olduğu aşikârdır. En haklı talepler karşısında bile en sert müdahalelerin yapıldığı da bilinen bir durumdur. Türkiye’nin başkenti Ankara’da İnsan Hakları Anıtı’nın bile bir yıl boyunca abluka altında tutulduğu bir ortamda, insanların haklı istemleri için eylem yapmaktan çekineceğine vurgu yapılması, toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmekten ziyade ülkede yaşanan gerçeklikten haberdar etmek anlamına gelir” şerhini koydu.

Taşcı, “Haberde halkı haklı ve yasal talepleri için sokağa çağırmak bir yana –ki bu bir suç değildir- tam tersine ‘Çıkmayın, çıkarsanız başınıza bunlar gelir’ şeklinde bir uyarı vardır. Bu sebeple haberin dilinde ve içeriğinde kamusal sorumluluğa aykırı ve ifade özgürlüğünü aşan bir yön yoktur” ifadelerini kullandı.

YANDAŞA CEZA 35’TE 4’DE KALDI

Akit TV’de Ahmet Maranki’nin “Umudumuz 25 Haziran’dır. Olmadı zaten, o zaman artık Belgrad Ormanı’nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa” sözlerinin ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirildiğini anımsatan Taşcı, “İktidar dışındaki siyasi parti ve düşüncelere ağır şekilde hakaretlerin edildiği siyasi propaganda kanallarına 2018 yılı başından beri düzenlenen toplam 35 rapordan 31 tanesinde ifade özgürlüğü bağlamında müeyyide uygulanmasına gerek olmadığı yönünde karar alınmıştır. Bu bağlamda Üst Kurul’un bu yöndeki kararları tutarlı değildir; kararlar konusunda içtihat oluşturacak nitelikte objektif ölçütler ışığında değerlendirmeler yapılabilmelidir” dedi.

Odatv.com